- Katılım
- 10 Nisan 2025
- Mesajlar
- 743
- Reaksiyon puanı
- 81
- Konu Yazar
- #1
Fazla Çalışma Ücreti ve İspat Yükümlülüğü: İş Hukukunda Uygulama Sorunları ve Yargı Kararları
İş Hukukunun temel amaçlarından biri, işçiyi ekonomik ve sosyal bakımdan korumaktır.
Bu kapsamda, fazla çalışma düzenlemeleri işçinin dinlenme hakkını ve yaşam kalitesini güvence altına almak üzere düzenlenmiştir.
Ancak uygulamada işverenlerin fazla çalışmaları yazılı olarak belgelememesi, işçilerin de bu çalışmaları ispat etmede zorluk yaşaması, önemli uyuşmazlıklara yol açmaktadır.
Bu makalede, fazla çalışma ücretine ilişkin yasal düzenlemeler ve ispat yükümlülüğüne dair güncel yargı kararları çerçevesinde mevcut sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır.
İş Hukukunun temel amaçlarından biri, işçiyi ekonomik ve sosyal bakımdan korumaktır.
Bu kapsamda, fazla çalışma düzenlemeleri işçinin dinlenme hakkını ve yaşam kalitesini güvence altına almak üzere düzenlenmiştir.
Ancak uygulamada işverenlerin fazla çalışmaları yazılı olarak belgelememesi, işçilerin de bu çalışmaları ispat etmede zorluk yaşaması, önemli uyuşmazlıklara yol açmaktadır.
Bu makalede, fazla çalışma ücretine ilişkin yasal düzenlemeler ve ispat yükümlülüğüne dair güncel yargı kararları çerçevesinde mevcut sorunlar ve çözüm önerileri ele alınacaktır.
I. FAZLA ÇALIŞMA KAVRAMI VE YASAL DÜZENLEME
A. Tanım ve Yasal Dayanak
4857 sayılı İş Kanunu’nun 41. maddesine göre:
"Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır ve bu çalışmalar için zamlı ücret ödenir."
İşçi, fazla çalışma yaptığı her saat için normal saat ücretinin %50 fazlası oranında ücret almalıdır. Fazla çalışmanın işçinin açık rızasıyla yapılması şarttır.
B. Fazla Sürelerle Çalışma
Haftalık 45 saatten az süreli iş sözleşmelerinde, bu sürenin üzerindeki ancak 45 saate kadar olan çalışmalar "fazla sürelerle çalışma" olarak adlandırılır ve bunlar için %25 zamlı ücret ödenir.
II. FAZLA ÇALIŞMANIN İSPATI VE YÜKÜMLÜLÜK DAĞILIMI
A. İspat Yükü Kime Aittir?
İşçi, fazla çalışma yaptığını ispatla yükümlüdür. Ancak bu ispat her zaman yazılı belgelerle değil, tanık beyanlarıyla da mümkündür.
Yargıtay’a göre, fazla çalışmanın varlığı yazılı belge veya tanık beyanlarıyla ispat edilebilecektir.
B. Belge ile İspatın Zorunluluğu
İşverenin işyerinde puantaj kaydı, kartlı geçiş sistemi, vardiya çizelgesi gibi kayıtları tutması hâlinde, bunlar mahkemede önemli delil kabul edilir.
Ancak bu belgeler işverenin elinde bulunduğundan, ispat külfeti açısından uygulamada adil bir denge kurmak zordur.
C. Tanıkla İspat
Yargıtay’ın yerleşik içtihadına göre, sadece işçinin tanık anlatımlarıyla fazla çalışma ispatlanabilir; ancak tanıkların işyerinde çalışma süresi, görevleri ve gözlem yetenekleri önem arz eder.
III. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA UYGULAMA
Örnek Karar – Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2021/4423 E., 2021/7650 K.:
Mahkeme, işçinin fazla çalışma yaptığını yazılı delil sunamamasına rağmen, tanık anlatımlarını yeterli görerek kısmi kabul kararı vermiştir. Kararda, işyerinde kamera ve giriş-çıkış sistemleri olmasına rağmen işverenin bu kayıtları sunmaması aleyhine değerlendirilmiştir.
Örnek Karar – Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 2018/5523 E., 2019/1460 K.:
İşverenin düzenli puantaj kayıtlarının bulunması ve işçinin bunları imzalamış olması hâlinde, tanık beyanları ile çelişen fazla çalışma iddiaları reddedilmiştir.
IV. DEĞERLENDİRME VE SORUNLAR
- İşçilerin fazla çalışmayı belgeleyememesi, hak kayıplarına neden olmaktadır.
- İşverenlerin kayıt tutmaması ya da tutulan kayıtları mahkemeye sunmaması hâlinde işçinin tanıkları esas alınmalıdır.
- İşyeri iç yazışmaları, e-posta ve dijital giriş-çıkış verileri de delil olarak değerlendirilebilir.
- Fazla çalışmaya ilişkin rızanın her yıl yazılı olarak alınması gerekir; bu belge olmadan fazla çalışmanın dayatıldığı varsayılabilir.
SONUÇ
Fazla çalışma, hem işçinin sağlığı hem de adil ücretlendirme ilkesi açısından son derece önemli bir konudur. İspat yükünün doğru dağıtılması ve delil sisteminin güçlendirilmesi, İş Hukukunda adil yargılamayı sağlayacaktır. İşverenlerin objektif ve düzenli kayıt tutma yükümlülüğü yasayla zorunlu hâle getirilmelidir. Ayrıca, dijital izleme sistemleri yargılamada daha etkin kullanılmalıdır. Böylece hem işverenin suistimalleri önlenebilir hem de işçinin hak arama özgürlüğü güvence altına alınabilir.