- Katılım
- 10 Nisan 2025
- Mesajlar
- 744
- Reaksiyon puanı
- 83
- Konu Yazar
- #1

O, karanlık bir çağda insanlığa ışık olmuş, cehaletin hüküm sürdüğü toplumlara hikmeti öğretmiş, merhametiyle kalpleri yumuşatmış bir elçiydi. Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem), sadece bir ümmetin değil, tüm insanlığın örnek aldığı kutlu bir rehberdir. O, sadece bir peygamber değil; bir eş, bir baba, bir dost ve en önemlisi, en güzel ahlakın timsalidir.
Doğumu ve Çocukluğu
Hz. Muhammed, 571 yılında Mekke'de dünyaya geldi. Babası Abdullah, o doğmadan vefat etmişti. Annesi Âmine ise küçük yaşta vefat ederek onu öksüz bıraktı. Kısa bir süre dede Abdülmuttalib'in, ardından da amcası Ebu Talib'in himayesinde büyüdü.
Çocukluğundan itibaren dürüstlüğü, güvenilirliği ve güzel ahlakı ile dikkat çekti. Bu yüzden halk ona “El-Emin (Güvenilir)” unvanını verdi. Ticaretle uğraştı, ahlâklı ve adil tavırlarıyla herkesin takdirini kazandı.
Peygamberliği
40 yaşında, Mekke yakınlarındaki Hira Dağı’nda inzivaya çekildiği bir gecede, Cebrâil (a.s) tarafından kendisine ilk vahiy ulaştırıldı:
“Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku.” (Alak Suresi, 1. Ayet)
Bu olayla birlikte peygamberlik görevi başlamış oldu. O andan itibaren, hayatını insanlara Tevhid inancını (Allah’ın birliği) anlatmaya adadı. Putperestlikle mücadele etti, adaleti, yardımlaşmayı, doğruluğu öğütledi.
İslâm'ın Mesajı
Hz. Muhammed’in getirdiği mesaj sadece bir dinin kuralları değildi; aynı zamanda bir medeniyetin temeli idi. Kur’an-ı Kerim’in rehberliğinde toplumun ahlâkî, sosyal ve hukuki yapısını yeniden inşa etti. Kadınlara haklar tanındı, köleliğe karşı mücadele başlatıldı, yoksullar gözetildi.
O, kılıçla değil; gönülle fethetti. Yıllarca kendisine işkence edenleri affetti, düşmanlarına dahi merhametle yaklaştı. Taif halkı kendisini taşladığında şöyle dua etmişti:
“Allah’ım! Onlar bilmiyorlar. Belki soylarından iman edenler çıkar.”
Bu söz, onun ne kadar yüce bir ahlaka sahip olduğunu gösteren en güzel örneklerden biridir.
Medine Dönemi ve Veda Hutbesi
Mekke'de gördüğü baskılar nedeniyle Müslümanlarla birlikte Medine'ye hicret etti. Burada İslam devleti kuruldu, toplum düzeni ve kardeşlik tesis edildi. Yahudiler, Hristiyanlar ve farklı kabilelerle bir arada yaşamayı başaran örnek bir toplum modeli oluşturdu.
Vefatından kısa süre önce, Veda Hutbesi’ni irad etti. Bu hutbe, insan haklarını, kadın erkek eşitliğini, adaleti ve kardeşliği anlatan evrensel bir mesajdır:
“Ey insanlar! Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, beyazın siyaha üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvadadır.”
Vefatı ve Ardında Bıraktığı Miras
Hz. Muhammed, 632 yılında Medine’de vefat etti. Ardında saraylar, hazineler değil; iman dolu gönüller, adaletli bir sistem ve birbirini seven bir ümmet bıraktı. Onun en büyük mucizesi olan Kur’an-ı Kerim, hâlâ milyonlarca insanın hayatına rehberlik etmektedir.
Sonuç: O’nun Ahlakı Kur’an’dı
Hz. Âişe’ye, “Peygamber’in ahlakı nasıldı?” diye sorulduğunda şu cevabı vermişti:
“O’nun ahlakı Kur’an’dı.”
Hz. Muhammed (s.a.v), Kur’an’ın yaşayan hâliydi. Onu tanımak, sadece bir din büyüğünü değil; aynı zamanda insanlığın en güzel yüzünü tanımaktır. Bugün dünya, onun öğrettiği merhamet, adalet ve tevazuya her zamankinden daha fazla muhtaç.